Sizi çepeçevre çevreleyen huzur dolu, siyaha çalan lacivert kadifeden derin boşluğu hissedin.
Gökyüzü yıldızları nasıl taşıyorsa bu boşluk da sizi öyle taşıyor...
Sizi kucağına almış sallayan sessizliğe kendinizi tamamen vermişken ve tam ortada yüzercesine salın- maya devam ederken, sizi asla terk etmeyecek bir zeki bir Varlığın gücüyle anbean baştan yaratılacaksınız.
Bu varlığın hep sevgi dolu olabilme yeteneği yaşamın bir hediyesidir, benliğin bir armağanıdır ve Kalbin esasıdır.
Buradaki sürpriz şudur: Kendi kalbinizin içinde her kalbi yaratan ve her kalbin içinde yaşayan bu Varlık bulunur. Ve siz de bu muhteşem Kalbin içinde yaşayan bir varlıksınız.
Şunu hayal edin: ilişkileriniz eriyip gidiyor, işiniz eriyip gidiyor, sahip olduğunuz şeyler eriyip gidiyor. Yemeğe içmeye, paraya pula ya da onaylanmaya ihtiyacınız yok. Hiçbir hedefiniz, hiçbir ihtiyacınız hatta bedeniniz bile yok. Madde halinde ve yavaş olan her şey şeffaflığa bürünmüş...
Hiçbir inancınız, doğrunuz- yanlışınız, hafızanız, anılarınız, hatalarınız yok, söyleyecek tek bir sözünüz bile yok. Geride kalan sadece pırıl pırıl ışığın vibrasyonu, bir sevgi dalgası...
Parlıyorsunuz. Yüzüyorsunuz. Kalbiniz çarpıyor. İşte bu sizsiniz ve bu sizin bilme şekliniz ve bildikleriniz..
Şimdi de kozmos sahasına bakın; her bir parlak yıldız ışıktan bir kalp ve ışıktan bir Varlıktır.
Dünya-sahaya yakından bakın: Parlak ışıkların her biri yaşayan ya da yaşamış olan birinin kalbidir.
Biri iktidarını yitirmiş bir dünya lideri, biri açlıktan ölen bir anne ve annenin ölmekte olan çocuğu, biri ustalık seviyesini yükseltmiş bir duayen, biri öğle yemeği servisini yapan bir garson, biri bir türlü evine dönemeyen bir asker, biri askerin koruyucu meleği, biri en sevdiğiniz evcil hayvanınızdır, ölmüşlerdir veya yaşamlarına devam ediyorlardır... Daha yakından bakın; beden sahasında her bir parlak ışık noktası minik birer hücre varlıktır, ışık alıp veren, sevgi aktaran mikro kalplerdir, yaşamı şekillendiren sihirli tozlardır.
Uzaklardaki bir yıldızı bir kalp olarak gördüğünüzde, o yıldız da sizi kalbi olan bir yıldız olarak görür. Ölen bir çocuğun ölümsüz kalbini gördüğünüzde çocuk da sizin sonsuza kadar yaşayacak olan kalbinizi kutsar.
Sadık hücreyi bir kalp olarak gördüğünüzde o da sizi kendisinin büyüteç altındaki hali olarak görür. Bu tanıma- tanışma hatları bilinçli kozmosu temasa geçiren titreşim halindeki sevgi telleridir. Bu dikkat bağları bizleri ışıldayan, çınlayan bir kalp sahasının içine işler; bu enerji filamanları bir oluşumuzun tanınmasıdır. Kalplerimizin ve kalp sahasındaki kalp hatlarının oluşturduğu ağın ne kadar devasa olduğunu hissedip bunu gözünüzde canlandırın. Bu ağdan sürekli olarak akseden sevgi dolu, hayat dolu, rafine tonu hayal edin. İşte bu "ev"in sesidir..
Hayal edin: Tüm kalpler size bakıyor ve sizi tanıyorlar. Bu sevgi dolu ilgiyi koşulsuzca kabul edin ve bilinçli ilginizi başkalarına yöneltirken bu sevgiyi onlara da verin. Alın, verin... Alın, verin.... Kalbin ışığıyla dolun ve büyüyün, büyüyün, büyüyün... Siz kendinizi hatırlayın, dalga yoluna devam etsin, taşsın, kat kat olup halkalar yayarak uzayda yoluna devam etsin. Artık size daha çok kalp sevgisi geliyor. Alın, verin. Alın, verin. Kalp, kalp-sahasında atıyor, her dalgasıyla size içimizde bulunan ve hepimize destek veren varlığı hatırlatıyor.
Yorumlar